Bir Spa merkezine girdiğimizde, alanı sarmalayan yemyeşil, capcanlı bitkiler oldukça dikkat çekerler değil mi? Spaların en canlandırıcı ve doğal ambiyans dinamiklerinden olan bitkiler, yalnızca duyularımıza hoş gelen, renkli dekor unsurları değiller…
Aynı zamanda havamızı temizleyen, ruh halimizi iyileştiren ve ortama kelimenin tam anlamıyla hayat katan sessiz destekçilerimiz. Peki Spalarda en sık yer verilen bitkiler neler? Ve evimizi bu bitkilerle taçlandırıp bir nebze Spa havası katabilir miyiz?
Bu yazımızda, evinizde de kullanmanız için ilham alabileceğiniz bazı Spa bitkilerini kaleme alıyoruz…
Bitkilerin, Spaların ve evimizin atmosferine canlılık kattığı doğru. Fakat etkileri yalnızca bununla sınırlı değil…
Benliğimize Huzur Verir: Journal of Physiological Anthropology’de yayınlanan bir araştırmaya göre bitkiler, onlara ilgi ve özen gösterdiğimizde sitokin salgılamaya başlar ve seratonin üretimimizi teşvik eder. Hatta yüksek etkinliklerine istinaden özellikle İngiltere’de ve ABD’de depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıklarda “bahçecilik terapisi” adı altında reçete bile edilirler.
Keza Tayvan’daki Chin-Yi Teknoloji Üniversitesi’nin çalışmalarına göre bitkilerle 20 dakikadan daha az bir süre bir arada kalmamız dahi daha huzurlu ve dingin hissetmemiz için yeterli!
Wellbeing Hislerimizi Teşvik Eder: Biyofili, yani yaşam sevgisi tezine göre, tabiat ile doğuştan bir bağımız bulunur. Ve bu bağımız o kadar derindir ki, etrafımızda bitkiler olduğu zaman kendimizi daha ait, anda ve “konfor alanında” hissederiz. Bitkiler, parasempatik sinir sistemimizi uyararak bağışıklığımızın güçlenmesine, hücrelerimizin yenilenmesine ve renkleri, dokuları ve kokuları sayesinde zihnimizdeki karmaşık düşüncelerden uzaklaşıp olumlu hissiyatlarla dolmamıza vesile olur.
Pozitif Enerjimizi Destekler: Bitkiler, biyo-alanımızı oluşturan frekanslarımıza karşı da fazlasıyla duyarlılar. Onlarla fiziksel etkileşim kurmasak dahi, yalnızca hissiyatlarımızın yarattığı enerjiyi bile derhal hisseder ve yanıtlar. Ve Spaların dingin atmosferinde yayılan olumlu frekanslara kendi ‘sevgi gösterileri’ ile dönüş yaparlar. Bunu bir kediyi okşadığınızda hissettiğiniz neşe verici “gırlamaların” bitkisel versiyonu olarak da düşünebilirsiniz. İşte bu görünmez etkileşim döngüsü, daha kolayca sakinleşmemize ve auramızın canlanmasına vesile olur.
Motivasyonumuzu Pekiştirir: Bitkilerle taçlanmış kapalı alanlar, kendimizi daha bilinçli ve motive hissetmemize de yardımcı olur. 2014 yılında İngiltere ve Hollanda’da yapılan bir çalışmaya göre ‘yeşil ofisler’, bitki bulundurmayan çalışma alanlarına nazaran çalışanların %15 oranında daha mutlu, üretken ve odaklı olmalarını sağlıyor.
Yaratıcılığımızı Geliştirir: Nasıl ki yoga veya mandalayı doğa ortamında yaptığımızda özümüzle daha derin bağ kurabiliyorsak iç mekân bitkileri de mini bir ‘orman banyosu’ edasıyla beynimizin sağ lobunu aktive ederek içimizdeki yaratıcılığı kolayca açığa çıkarır.
Uyku Kalitemizi Artırır: Bitkiler, nefes alırken bıraktığımız karbondioksiti fotosentez yoluyla emerek havaya oksijen salar ve mekandaki zararlı ozonu nötralize edip cildimizde tahrişe ve baş ağrısı çekmemize yol açan ultraviyole ışınlarına karşı korunmamıza yardımcı olur. Böylece uyku kalitemiz de artar.
Alanımızı Temizler: İç mekanlarda kullanılan birçok şey, bünyemizde baş ağrısına, solunum rahatsızlıklarına ve hatta kansere neden olan uçucu organik bileşenlere (VOC) sahip. NASA’nın Temiz Hava Çalışması’na göre ise iç mekân bitkileri, havadaki zararlı bileşenleri büyük ölçüde azaltıyor. Ayrıca nemli ortamlarda oluşabilen küf ve bakterileri temizlemede de oldukça etkililer.
Öz Bakımımıza Yardımcı Olur: Bitkilerin topikal desteklerini az çok biliriz. Fakat yalnızca yanımızda bulunarak bile özellikle cilt ve saç bakımımıza destek olduklarını biliyor musunuz? Bitkiler fotosentez yaparken havaya oksijenin yanı sıra temiz hava buharı da salarak bağıl nem seviyelerini yükseltir. Bu da solunum sağlığımızın yanında, kurumaya yüz tutan cildimizin ve saçlarımızın daha yumuşak kalmasına katkıda bulunur.
Kurdele Çiçeği (Chlorophytum Comosum)
Örümcek bitkisi olarak da bilinen bu uzun yapraklı çiçek, Nasa’nın raporuna göre havadaki zararlı kimyasalların %95’ini yok edebilmesinin yanı sıra, yüksek düzeyde beta-karoten ve C vitamini de salgılayarak “tazeleyici” bir ortam yaratır. Genellikle parlak ışığı tercih etse de banyo gibi loş ışıklı alanlara da uyum sağlayabilir. Evinizde bakmak isterseniz ilkbahardan yaza kadar hafif nemli, kışın ise biraz daha kuru tutmanızda fayda var.
Barış Çiçeği (Spathiphyllum “Mauna Loa”)
Güzelliğiyle ve kokularıyla ruhumuzu iyileştiren bu nadide bitki, aynı zamanda havamızdaki amonyak, aseton, formaldehit gibi ağır zararlı bileşenleri dahi kısa sürede temizleyebiliyor. Dolaylı güneş ışığını ve yüksek nemi tercih eden bu çiçek, susadığında uzun saplarını sarkıtarak bize haber verdiği için bakımında da gayet “barışçıl” sayılır. Fakat evinizde varsa küçük çocuklardan ve hayvanlardan korumanızda yarar var; keza yenirse zehirli olabilir.
Bambu Palmiyesi (Chamaedorea)
Oldukça hızlı büyüyen bambu palmiyesi, ortamlarına tropikal bir ihtişam kattığı gibi çocuklar ve evcil hayvanlar için güvenli olmasıyla da sevilir. Nasa’nın favori arındırıcılarından olan bu bitki, havaya yoğun seviyede arı nem katarak özellikle kışları hastalıktan korunmamıza da yardımcı olur. Ancak kendisi soğuğu pek sevmez; rüzgârdan ve direkt güneşten uzakta olmayı, toprağının ve yapraklarının nemli tutulmasını ister.
İngiliz Sarmaşığı (Hedera Helix)
Özellikle asılı saksılarda mekâna hayat dolu bir görünüm katan bu sarmaşık, polifenoller ve flavonoidler gibi anti-inflamatuar ve antioksidan bileşenler açısından da oldukça zengin. Doğru budandığında duvarımızda yalıtım desteği bile sağlayabilen bu sarmaşık, orta seviyede ışık sever ama yüksek nemi tercih etmez. Dolayısıyla sulamalar arasında biraz beklemeliyiz.
Draçena (Dracaena Marginata)
Özellikle geniş Spa alanlarında boy gösteren “ejderha ağacı”, Nasa’nın hava temizleyici bitkileri arasında üst sıralarda yer alan bitkilerden. Açık yeşilden kırmızıya ve yeşil alacalıya kadar birçok farklı yaprak rengine sahip olan bu bitki, bize ormanların dingin ortamını hatırlatarak huzur aşılar. Dolaylı güneş ışığını sever ve ılık, hafif nemli ortamlarda daha rahat gelişir. Fakat kuru ortamlara da dayanabilir.
Gerbera (Gerbera Jamesonii)
İri bir papatya görünümündeki bu çiçek, beyazdan sarıya, kırmızıdan fuşyaya geniş bir renk yelpazesine ve özgün bir kokuya sahip. Böylece bulunduğu mekâna anında sevecen bir hava katan gerbera, formaldehit ve benzen gibi zararlı kimyasalları arındırarak uyku kalitemizi arttırmaya da yardımcı olur. Güneşi çok seven bu renkli çiçek, toprağını nemli tercih eder. Bu nedenle her gün, fakat az miktarda su vermemiz iyi olur.
Çin Herdemyeşili (Aglaonema)
Feng Shui’de “şans bitkisi” olarak kullanılan bu bol yapraklı bitki, en iyi hava temizleyicilerden de sayılmakta. Şerit şeklindeki yaprakları gümüş renginde ve dik bir forma sahip olan Aglaonema, özellikle ahşap raflarda oturduğunda çarpıcı bir ambiyans yaratır. Loş ve yapay ışığı tolere edebilir ve sabit, hafif nemi tercih eder. Bu nedenle Spalarda ıslak alanlarda ve evimizde banyoda kullanıma oldukça elverişli sayılır.
Salon Sarmaşığı (Epipremnum Aureum)
Nasa tarafından “Superpower Plant” sayılan bu sarmaşık, havaya temiz buhar katarak uyku apnesini önler. Uzun sarmaşık sapları ve parlak yapraklarıyla, asılı bir saksıda ya da bir rafın kenarından sarkarken harika görünür. Orta seviyede ışığı sever; ancak düşük ışığa da uyum sağlar. Sulamalar arasında toprağın biraz kurumasını bekleyelim.
Kauçuk Ağacı (Ficus Benjamina)
Sevimli gövdesi ve kalın, parlak yapraklarıyla en “instagram-dostu” bitkilerden sayılan kauçuk ağacı, havadaki zararlı kimyasalları kısa sürede parçalamasıyla da oldukça popüler! Yetiştirmesi oldukça kolay olan bu bitki, dolaylı ama parlak ışığı sever ve hafif nemli toprağı tercih eder.
Boston Eğreltiotu (Nephrolepis Exaltata)
“Aşk merdiveni” olarak da bilinen bu muazzam bitki yalnızca havamızı temizlemekle kalmaz, aynı zamanda doğal bir nemlendirici görevi görür. Nemli ortamı sevdikleri için ıslak alanlarda ve dolaylı ama parlak ışık alan banyolarda oturmaktan keyif alır.
Paşa Kılıcı (Sansevieria Laurentii)
Havaya oksijen salma kabiliyeti yüksek olan bu sivri yapraklı bitki, Spaların başta dinlenme alanlarında ve yatak odalarımızda bize muhteşem bir dinginlik verir. Formaldehit, ksilen, toluen gibi toksinleri ve radyasyonu filtrelemede oldukça etkili olan bitki doğal ve dolaylı ışığı sever, o nedenle pencere kenarında güzel büyür. Haftada bir kez sulamamız ve sulamalar arasında toprağın kurumasına izin vermemiz faydalı olur.
Aloe Vera (Aloe Barbadensis Miller)
Cildimize yatıştırıcı ve anti-inflamatuar etkileriyle pek sevilen Aloe Vera bitkisi, aynı zamanda vitamin ve minerallerden ve doğal arındırıcı salisilik asitten yana da zengin bir sukulent. Ayrıca havadaki benzeni azaltmada da oldukça etkili. Bolca güneş ışığını sevmesine rağmen fazla sulanmak istemeyen bu bitkiyi, toprağın üstü kuruduğunda sulamamız yeterli.
Kısacası, Spalarda faydalanılan bitkiler, alana canlılık, doğal estetik ve sağlıklı etkiler katmanın harika bir yolu. Öz bakımımızın bir parçası olarak değerlendirip, evimizin alanını bu açıdan gözden geçirebiliriz.
Dingin ve temiz nefeslerimiz, ferah ruh hallerimiz olsun!
İtalya Dolomitlerinin kalbinde yer alan Alpin Panorama Hotel...
Devamını OkuBaşkent Tokyo’nun yoğun finans bölgesinde, çevresinden...
Devamını OkuŞehir hayatını “sessize alarak” kendini tabiatın sevecen...
Devamını Oku