Capella Ubud'un Büyülü Eko-Tasarımında Bir Wellness Yolculuğu

Şehir hayatını “sessize alarak” kendini tabiatın sevecen kollarına bırakmak ve tazeleyici bir Spa & Wellness yolculuğuna çıkmak hepimiz için çok değerli bir ihtiyaç.

Peki bu yolculuğu, kelimenin tam anlamıyla el değmemiş bir yağmur ormanı içinde ve gerçek bir macera hikayesinin özgün ambiyansı eşliğinde hizmet konforundan ödün vermeden deneyimlemeye ne dersiniz? İşte Capella, Ubud, size tam da böyle bir spa deneyimi vadediyor... 

Özgün ve Doğal Mimari

2018 yılında açılan Capella Ubud, ünlü peyzaj mimarı, mimar ve tasarımcı Bill Bensley’nin tasarım şaheserlerinden. Bensley ve Capella, olağanüstü derecede özgün bir mimaride, her alanı muhteşem manzaralara sahip, modern ve bir o kadar da sürdürülebilir bir inziva tesisini, Ubud’un yağmur ormanları arasında Wos Nehri’nin büyülü akışı eşliğinde neredeyse on dönüme uzanan bu doğal güzelliğe hiç dokunmadan yaratmayı başarmış. Öyle ki otelin projeden işletmesine kadar hiçbir aşamasında, tek bir ağaç dahi kesilmemiş! 

Keliki Vadisi’nin muhteşem pirinç tarlalarından tırmanıp Capella’nın geyik başı heykelleriyle bezeli giriş yolundan geçtikten sonra, asırlık banyan ağaçlarının etrafından dolanan kıvrımlı patikalar, taş basamaklar ve ağaçlara sarılmış asma köprülerle birbirine bağlanan ihtişamlı bir orman kampı ile karşılaşıyorsunuz. Kamp diyoruz; çünkü 1800'lerin başında Bali'ye gelen ilk Avrupalı ​​yerleşimcilerin hikayesi ile Bensley’nin çocukluğundaki orman kampı anılarının ilhamını, tabiata minimal müdahale yaklaşımıyla birleştiren Capella’nın bu alan için mimari konsepti çadır olmuş. Bensley bu konseptin kaynağını, “Ormanın içinde (otel) inşa etmemize müsaade eden, çok küçük bir ayak izi yaratıyor.” şeklinde açıklıyor.

Temalı Olanaklar ve Özel Ambiyans

Otelin çadır konseptine canlılık katan diğer bir öğesi de, temalı çadır inzivaları…İlk yerleşimcilerin mesleklerini yansıtan bu muhteşem çadır inzivaları, Haritacı, Marangoz, Prenses, Kukla Ustası ya da Fotoğrafçı çadırı gibi her biri farklı temalar barından; organik ama bir o kadar da sürrealist ambiyansları ile daha girişten itibaren konuklarını adeta mekanının “karakterine” büründüren öznelere sahip. Eşsiz dekorları ve Bali ezgilerini görebileceğiniz bu çadırlarda, temalarına göre farklı niteliklerdeki sayvanlı yataklar, -tamamlanması 1 yılı bulmuş olan- el oyması motifli kapılar, elle dövülmüş bakır küvetler, taht görünümündeki tuvaletler, el boyaması sanat eserleri, Saput Poleng kumaşlarıyla döşeli oymalı koltuklar, kuklalar ve antik makineler gibi maksimalist unsurlar yer alıyor.

Odalarda sağlanan modern cihazlar dahi, çadırların organik ve hikayeci yapılarına uygun şekilde yerleştirilmiş. Örneğin kahve makinesi, buzdolabı gibi cihazlar, iç mekân ahengini sağlamak adına özel ahşap malzemelerle gizlenmiş. Ayrıca her odada, otelin alanları gibi bilgilere ilişkin verilerin yüklü olduğu akıllı telefonlar bulunuyor.

Konaklama tesislerinin tümünde açık teraslar, oyuncu bakır maymunlar eşliğinde deneyimleyebileceğiniz muhteşem bir tuzlu su havuzu, açık yemek alanları ve geniş oturma alanları bulunuyor. Keliki Vadisi’nin ya da Wos Nehri’nin olağanüstü görselinde düşlere sevk eden ve Ubud yağmur ormanlarının dinginliğinde Bali’nin dans eden kuşlarının gösterini sunan manzaraları ise hem çadır inzivalarında hem de ortak alan çadırlarında seyre dalmanız mümkün…

Ortak alanlar deyince, Capella’nın sessiz açık hava sineması, mutfak çadırları Mads Lange ve Api Jiwa, Capella Culturist gibi alanları da, özel alanları kadar sanatsal, özgün ve doğaya saygılı. Konukların favorileri ise geri dönüştürülmüş bir gemi gövdesinden imal edilmiş, 30 metre uzunluğundaki benzersiz açık yağmur ormanı havuzu, nam-ı diğer: ‘Sarnıç’ ve sizi doğrudan odanızdan ilk yerleşimcilerin Bali’deki gündelik anlarına taşıyan oturma odası, ‘Subay Çadırı’. 

Otantik Spa & Wellness Deneyimleri 

Capella, Ubud’un sağlıklı yaşam alanları da, genel mimariye ait nüanslar ile Bali’nin otantik dokusunu harmanlayan bir görünüme sahip. Auriga Wellness kapsamındaki üç özel spa çadırında, muhteşem el boyaması tabloların veya bilge banyan ağaçlarının seyrinde, Çakra Dengeleme veya Prana Şifası gibi bakımlarla yenilenebiliyorsunuz. Ya da Armoury’de teknolojik spor aletleriyle stres atarken yağmur ormanlarının dingin esintisiyle rahatlayabiliyorsunuz. İnzivanızın karakterli ambiyansından ayrılmadan tazelenmeyi de tercih edebilirsiniz; keza Capella’da, spa bakımınızı odanızın özelinde almanız da mümkün.

Uyumlu Renkler

Tesisin renk şeması da oldukça dikkat çekici… Yağmurdan ve UV ışınlarından koruyan siyah renkli çadırlarla tezatlık oluşturan yumuşak ve nötr tonlar, dış mekanların ana teması olarak görünüyor. İç ortamlarda da temayla zıtlık yaratan kırmızı, yeşil ve sarı gibi parlak renkler hâkim. Fakat bütünsel olarak bakıldığında tüm alanlar, doğayla ve Bali’nin geleneksel dokuları ile muhteşem bir uyum içinde kalmayı başarıyor. 

Her Açıdan Sürdürebilirlik

Capella’nın sürdürülebilir yaklaşımı, mimari konseptin yanında işletme şeklinde de kendini gösteriyor. Örneğin Bali’nin beyaz rajah’ına saygı duruşu niteliğindeki Mads Lange restoranı, yerel çiftliklerden tedarik edilen ürün ve baharatlar ile mevsimlik yemekler sunuyor. Keza Auriga Wellness Spa da, tamamen yerli ve organik malzemelerle oluşturulan ürünlerle uyguladığı imza spa bakımlarını konukları ile buluşturuyor. Esenliğin kaynağını Tanrı, Doğa ve İnsanlar arası uyuma bağlayan geleneksel Bali felsefesi Tri Hita Karana’yı merkezine alan Capella, tek kullanımlık plastiğe yer vermediği gibi, kendi atık su arıtma ve yönetim sistemini kullanıyor. 

Kısaca Capella Ubud, özgün ve doğayla bütünleşik mimari çatısı altında sunduğu iyileştirici bakım ve terapileriyle, benzersiz bir doğa keşfinin yanı sıra öze dönüş yolculuğu yaşamanın, modern hayatın konforundan ve üst düzey hizmetlerden ödün vermeden de mümkün olduğunun en güzel örneklerinden…

Spa evreninin önemli parçaları olan mimari ve tasarıma dair diğer yazılarımızda buluşmak dileğiyle…