Yalnızca bir damla gül yağı üretimi için ortalama 100 gülün kullanıldığını biliyor muydunuz? Hem de bu güller, yalnızca yılın çok kısa bir döneminde ve sabahın çok erken saatlerinde el hasadı yoluyla toplanabiliyor. Gül yağını elde etmek, işte bu kadar meşakkatli ve kıymetli. Ve bu nedenle ki gül yağının spa dünyasındaki diğer adı, ‘sıvı altın’.
Gül yağı, 17. yüzyılın başlarına kadar uzanan, derin bir tarihe sahip. Teknolojinin ilerlemesiyle kullanım imkân ve alanları giderek artan bu esansiyel yağın günümüzde ise öz bakımımızda geniş bir yelpazesi bulunuyor. Türkiye, botanik dünyasında Rosa Damascena olarak adlandırılan güllerden elde edilen gül yağı sektöründe, dünyanın ikinci lideri konumunda. Hasadı da Temmuz ayının başında sona erdi. Sırada ise rayihalı, taptaze gül yağlarının üretimi var!
Bu yazımızda, aromatik yağların cevherlerinden gül yağının öz bakımımızda bizlere nasıl yardımcı olabileceğini inceleyip, spalardaki kullanımlarına örneklerle kısaca bir göz atacağız. Ayrıca gül yağının evimizin konforunda nasıl uygulanabileceği ile ilgili de birkaç öneride bulunacağız.
Gül yağı, gerçekten de doğanın kalbinden bizlere bir armağan gibi...
Yüz ve Vücut Bakımı
Gül yağı dediğimizde çoğumuzun aklına ilk olarak nemlendirici özelliği gelebilir. Fakat gül yağının cilde faydaları nemlendirmenin çok daha ötesinde…
Gül yağında, linalool, sitronelol, geraniol, öjenol, nerol ve nonadecane gibi cilde faydası bulunan onlarca bileşen bulunuyor. Bu bileşenler bakımından gülün en değerli faydalarından biri, antibakteriyel özelliği. Bunun yanında, nemlendirici, astrenjan, yatıştırıcı ve pH dengeleyici içerikleri sayesinde tahriş, akne, rosacea gibi farklı cilt sorunlarının çözümünde kullanılabiliyor. Bu bakımdan hassas ciltler de dahil, her cilt tipine uygun olmasıyla öne çıkıyor.
Ciltte ağır bir tabaka hissi yaratmadan hızlıca emilmesi; olumsuz etkileşime girmeden ve hatta bunların emilimini güçlendirecek şekilde C vitamini gibi diğer ürünlerle birlikte kullanılabilme kabiliyeti; içerdiği yağ asitleri ve E vitamini ile cildin hücre bariyerlerini korumada ciltten hemen uçmadan, daha uzun süreli bir etkinliğe sahip olması da gül yağını, öz bakımımıza katkı sağlayan önemli bir unsur haline getiriyor.
Gül yağında erken yaşlanmayı önlemeye katkı sağlayan içerikler de yer alıyor. Bu içeriklerin serbest radikallerin ciltteki tesirlerini ve hücresel tahrişi azaltarak hormon üretimini nazik bir şekilde dengelemeye; kan dolaşımının ve kan basıncının düzenine destek vererek kolajen üretiminin ve cilt elastikiyetinin artışına yardımcı özellikleri bulunuyor. Kısaca gül yağı, yüzümüze ve bedenimize daha genç bir ışıltı sağlanmasında değerli katkılara sahip.
Ayrıca gül yağı, yara izlerinin ve diğer cilt kusurlarının tedavisi amacıyla tıp dünyasında da başvurulan bir ürün niteliğinde.
Ve bilimsel araştırmalara göre, gül yağının zararlı hiçbir yan etkisi bulunmuyor. Duyularımıza esen, rahatlatıcı aroması da cabası…
Saç ve Tırnak Bakımı
Gül yağı, nemlendirici, antibakteriyel ve antifungal nitelikleri ile saç bakımımızda da değerli bir destekçi. Saçlarımıza yumuşaklığını ve doğal parlaklığını geri kazanmasında yardımcı olabilmesinin yanında, saç derimizin gözenekleri tıkamadan saç köklerimizi güçlendirmeye ve sağlıklı saç uzamasına da katkıda bulunabiliyor. Özellikle bugünlerde, yazın sıcağıyla ağırlaşıp kuruyan saçlarımızın bakımında dikkate alabileceğimiz güzel bir seçenek olduğunu söyleyebiliriz.
Bunun gibi, gül yağının E vitamini, yağ asitleri ve metil öjenol gibi bileşenleri, tırnaklarımızı güçlendirirken tırnak etlerimizi tahriş etmeden bakım yapmamıza da olanak sağlıyor.
Yatıştırma ve İyileştirme
Gül yağı, rahatlatıcı aromatik kokusunun yanı sıra, antiseptik ve yatıştırıcı özellikleri ile fiziksel acıları ve ağrıları hafifletmede de kullanılabilmektedir. Gül yağının serinletici, yatıştırıcı ve astrenjan etkilerine dayanılarak baş ağrısı, migren, kas ağrıları gibi ağrılarda gül yağına başvurulabileceği belirtiliyor. Zira bilim adamları, gül yağının ameliyat sonrası acıları dindirme amacıyla da kullanılabilecek kadar güçlü ve faydalı olduğunu vurguluyor.
Öte yandan, kadınlar üzerinde yapılan bir çalışma, özellikle aromaterapi masajı yoluyla kullanılan gül yağının, testosteron seviyelerini düşürüp kan basıncını dengeleyerek, menstrüel ağrıları ve krampları azaltmada esaslı etkileri olabileceğini ortaya koyuyor. Gül yağına “feminen/dişi yağ” denmesinin bir nedeni de bu olsa gerek…
Dingin Bir Zihin
Gül yağı kokusunu rahatlatıcı bulmayan çok sayıda insan olacağını sanmıyoruz. Fakat bu aromanın özümüze esen dinginlik hissiyatının yanında gül yağının, bilhassa masaj yağında kullanıldığında yüksek kan basıncı, hızlı kalp atışı ve solunum, artan kortizol seviyeleri gibi stres ve anksiyete semptomlarını önemli ölçüde hafiflettiğini gösteren birçok bilimsel çalışma bulunuyor.
İçten Bir Şefkat
Güllerin afrodizyak özelliği, Kleopatra’nın Sezar’ı baştan çıkarması gibi hikayelerden hatırımıza gelebilir. Ama aslında gül yağının da sevgi ve romantizm duygularını uyandırmada gülden geri kalır yanı yoktur. Ve burada yalnızca libidodan ve fiziksel arzulardan söz etmiyoruz -ki açıkçası bu etkileri de bilimsel çalışmalarla doğrulanmış durumda. Fakat gül yağı bundan da öte, kan basıncını düşüren, sakin ve derinden nefes alışlarını teşvik eden ve endorfin hormonlarını uyaran nitelikleriyle; bizlere daha stabil bir dinginlik sağlayan, olumlu hislerimize ilham vererek kalbimizde sevgi, şefkat ve mutluluk hislerini uyandıran ‘spiritüel’ de bir yağdır.
Kalp Çakramıza Bir Şifa
Benliğimizin merkezinde yer alan kalp çakrası, genel olarak sevgi verme ve alma hissiyatımızı yönetir. Kalp çakramız dengesiz olduğunda yalnızlık ve keder gibi olumsuz ve depresif duygulara kapılabiliriz. Gül yağı, kalp çakramızın uyumlu bir şekilde yeniden dengeye gelmesinde değerli bir rol oynayabilir.
Şöyle ki; vücudumuzun doğal enerji frekansı 66 MHz’dir. Gül yağının enerji frekansı ise, tüm esansiyel yağlar arasında en üst seviyede olan, 320 MHz’dir. Bu bakımdan gül yağı, auramızdaki tıkanıklıkları giderip başta kalp (Anahata) çakrası olmak üzere çakralarımızın frekansını yükselterek enerji uyumumuza yeniden kavuşmamıza ve bütünsel dengemizi geri kazanmamıza katkıda bulunur. Bu nedenle meditasyon ve yoga gibi meditatif eylemlerimizde, duygusal ve özel spa terapilerimiz esnasında gül yağını kullanabiliriz.
Gül yağının ve genel olarak gül ürünlerinin spalarda çok çeşitli kullanımları bulunmakta. Bunların başında, gül yağının faydaları açısından yapılan bilimsel araştırmalarda esas alınan en temel bakım olan Aromaterapi bakımı geliyor. Ayrıca yüz bakımları, hamam ve banyo ritüelleri, vücut bakım ve masajları gibi birbirinden farklı uygulama alanları da bulunuyor.
Mandarin Oriental Bodrum’da sunulan “Nemlendirici Gül Bakımı” çeşitli gül ve gül yağı ürünlerini bir araya getiren, yumuşacık ve çok alımlı bir spa deneyimi. Bu bakımda, cildi yumuşatan ve uyandıran peeling uygulamasının ardından Isparta gül yağı, Şam gülü, Romen papatyası ve portakal çiçeği içerikli vücut kremleri ile vücut sargısı yapıldıktan sonra dinlendirici bir kafa derisi masajı ile terapi tamamlanıyor.
Six Senses Kaplankaya’nın dinginleştirici ve arındırıcı bir spa yolculuğu sunan “Kaplankaya Signature Hammam” ritüeli kapsamında ise geleneksel hamam tekniklerini takiben, esansiyel gül yağı eklenmiş yaşlanma karşıtı yeşil kil vücut maskesi ve ardından köpük masajı ile canlandırıcı saç yıkama ve nemlendirici saç derisi bakımı sunuluyor.
Richmond Nua Spa & Wellness’ta kraliçelere layık bir banyo deneyimi vadeden “Kleopatra Banyosu” terapisinde, değerli gül yapraklarına ek olarak esansiyel gül yağının da yer aldığı iyileştirici aromatik yağlar kullanılarak cilde ipek gibi bir görünüm ve hissiyat kazandırılıyor.
Colorado Eyaleti’nde bulunan Park Hyatt Beaver Creek Resort & Spa’da sunulan “La Rose en Vie” terapisinde, gül ve gül yağı ürünlerine ek olarak Rose Quartz da ele alınmış. Lavanta ve gül vücut bakımının yanında, iyileştirici ve gençleştirici bir bakım sağlamak amacıyla yüze, Rose Quartz eşliğinde gül yağı bakımı uygulanıyor.
Deepak Chopra’nın da dediği gibi, “tıpkı güzel gül yaprakları gibi, cildimiz de daha pürüzsüz ve yumuşak” olacak…
Gül yağının öz bakımınıza sağlayabileceği faydalarla spa deneyiminizi bir nebze olsun evinize taşımak isterseniz, aşağıdaki önerilerimizi de değerlendirebilirsiniz.
Gül Yağı Banyosu
Evde gül banyosunun rahatlatıcı keyfini deneyimlemek için; argan, badem veya jojoba yağı gibi bir sabit/taşıyıcı yağa ortalama 8-10 damla gül yağı ekleyin ve karışımınızı yavaşça ılık banyonuza dökün. Varsa küvetinizi taze gül yaprakları ile süsleyerek ve gül/gül yağı özlü ürünleri, tütsü veya buhurdanlığınızda kullanarak deneyiminizi daha duyusal hale getirebilirsiniz.
Ayak Banyosu
Ilık suya 4-5 damla seyreltilmiş gül yağı ekleyin ve ayaklarınızı bu suya daldırarak dinlendirin.
Anti-stres İçin Hızlı Bakım
Stres, anksiyete gibi olumsuz duygularınızı biraz da olsa hafifletmek için bir difüzör yardımıyla gül yağını soluyabilir veya sabit yağlar ile birleştirerek göğsünüze, boynunuza ve bileklerinize hafif dokunuşlarla yedirebilirsiniz.
Belirtmek istediğimiz bir şey daha var: Gül yağının faydaları, saflık derecesi ile çok bağlantılı. O yüzden öz bakımlarınızda güvenilir, %100 saf gül esansiyel yağını kullanmanız çok önemli. Bu bakımdan gül yağınızı, Gulsha, Polente Natural ve Akita gibi Türkiye’nin lokal ve kıymetli markalarından temin etmenizi öneririz.
Gül frekansının güzel enerjilerini hayatınıza tercih ettiğiniz şekilde katmanız dileğiyle…
Yaz mevsimine veda edip sonbahar ve soğuk kış günlerini ufkumuza...
Devamını OkuDeneyimlediğiniz masajlarda kullanılan yağların çoğu...
Devamını Oku