Zitgeist, yani namı diğer Çağın Ruhu! Bu kavram; bir dönemin insanlar üzerindeki etkilerini gösteren duygu ve düşünce biçimlerini anlatır.
Ve bizce çok gerçektir.
Birçok istisnası, çağın ruhu diyebileceğimiz özelliklerin dışında yaşayan birçok insan olsa da; genellemeyle yola çıkıyor ve zamane insanını kastediyoruz esasen burada.
Zamanımız üretim-tüketim döngüleriyle biraz bozulmuş, kafası karışmış durumda. Her şeyin sosyal medya sayesinde-yüzünden göz önünde olduğu, görünmüyorsak eylemlerimizin bir anlamının kalmadığı bir dönemdeyiz.
Dahası; artık yapabileceğimiz çok şey olduğunu biliyoruz. Ki bu, bizim esas noktamız tabii. İnsanın yapabileceği çok şey olduğunu bilmesi demek; ya bu şeyleri yapması için eyleme, ya da bu şeyleri yapabileceğini bildiği halde yapmadığı için bunalıma girmesi demek. Yani... İki seçenek de biraz trajik.
Çoğunlukla ilk seçenek tercih ediliyor gibi görünmekte. Binlerce seçenek var önümüzde duran. Ve genellikle denemek, kendimizi görmek istiyoruz bu alanlarda.
İş hayatı ona keza. Herkesin çok yoğun olduğu ve iş rutininden genelde çıkamadığı zamanlarda kendimizi nerede bulmayı, kendimizle nerede konuşmayı planlıyoruz, pek gündemde değil.
Birkaç on yıldır pompalanan 'başarı', hepimizin sahip olmak istediği ve uğruna pek çalıştığımız bir hedef. 'Başarmak, pes etmemek, daha çok çalışmak, daha çok çalışmak için teknikler' çağın ruhunun, somut sonuçlara inanan sistemin getirisi değil mi?
İnsanın en önemli özelliği hızlı şekilde adapte olabilmesidir. Ve içinde olduğumuz şeye bu kadar hızlı adaptasyon sağlamamız pek normaldir. Fakat neler olduğunun farkına varmazsak eğer, kendimizi hiç istemediğimiz yerlerde bulabiliriz.
Belki şu an olduğu gibi.
Bu sebeple arınma, kendini dinleme, sakin kalma ritüellerinin her zamankinden daha önemli olduğuna inanırız. Çağın hızı, kendimizi dinleyeceğimiz pek fazla alan yaratmaz bize. Onu biz sağlamalıyız. İpin ucunu kaçırmamak ve hızlı bir akışta yolumuzu kaybetmemek için.
Zamanı yavaşlatan biz olmalıyız. Nasıl ve nerede daha sakin ve rahat hissediyorsak... Kendimize ritüeller bulmalıyız. Ve bu ritüeller, çok değer verdiğimiz işimiz, asla aksatmadığımız görevlerimiz kadar zaruri olmalı.
Yoksa sürüklenmek çok olası...
Özetle bu hız, bizi alışık olmadığımız yerlere getirebilir. Ve yavaşlatmak bizim elimizde. Her nasılsa, ne bize iyi geliyorsa...
Hatırlamak gerek.
Yedi çakra, varlığımızın enerji senfonisine özgünce hayat veren yedi enstrüman… Denge, canlılık ve...
Devamını OkuAyurveda, her birimizin parmak izi gibi eşsiz bir enerji dengesine sahip olduğunu savunan, bütünsel bir kadim...
Devamını OkuGençlik yıllarında güçlü bir ‘wellbeing’ duygusu...
Devamını Oku