Yeşilin binbir tonu arasından göz kırpan güneş, ferahlatıcı çam kokuları, ağaçların ve suyun şifalı gücü… Ormanın bu muazzam ambiyansında, başka bir deyişle doğa ananın kalbinde vakit geçirmek, duyularımızı uyandırarak benliğimizi tazeleyebilecek çok değerli bir terapi.
Gezegenin “akciğerleri” olarak da adlandırılan ormanlar, milyonlarca yıldır nefesimizin başlıca can kaynağı… Fakat doğanın bu görkemli mücevherleri, aynı zamanda bizleri anın dingin akışına döndüren, bedenimizi gevşetip ruhumuzu sakinleştirmeye ve bilgeliğiyle içimizdeki düğümleri fark etmemize katkı sağlayan küçük ekosistemler olarak yaşamlarımıza katkı sağlamakta. Ve bu ekosistemlerin terapötik etkilerini deneyimlemenin wellbeing evrenindeki adı Shinrin-Yoku, yani Orman Banyosu… Gelin bu terapiyi daha yakından keşfedelim;
Japonca’da “orman” anlamına gelen “shinrin” ve banyo” kelimesinin karşılığı “yoku” ifadelerinden türeyen orman banyosunu, orman atmosferinin tüm duyu organları yoluyla özümsenmesi olarak tanımlayabiliriz. Daha geniş anlamıyla ise fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığımızı, kent yaşamının stres, hava ve ses kirliliği gibi etkilerinden arındırmak amacıyla bilinçli bir şekilde kendimizi doğaya bırakma terapisi olarak ifade edebiliriz.
Orman banyosu için bir nevi ormanda yürüyüş gezisi diyebiliriz. Fakat bu yürüyüşü açık havada yapılabilecek diğer egzersizlerle karıştırmamak gerek. Öyle ki açık hava egzersizleri genelde kaslarımızı güçlendirmek, sindirimimizi hızlandırmak gibi amaçlarla adrenalin ve kan basıncı seviyemizi yükseltmeye yönelik aktiviteleri içerir. Orman Banyosu ise bunun tersine bizleri şimdiki zamanın farkına vararak telaşsızca ve hatta amaçsızca yürümeye, derin nefesler alıp kan basıncımızı düşürmeye ve doğanın huzurunda öz benliğimiz ile baş başa kalmaya davet eder.
Orman banyosunun nerede, nasıl ve ne kadar süreyle yapılacağı da uygulamanın önemli parçaları… Banyosuna dalacağımız ormanlar öncelikle görme, dokunma, koku ve tat alma ve işitme duyularımızın tümüne hitap edebilecek şekilde biyolojik çeşitliliğe ve farklı su kaynaklarına sahip olmalı. Ayrıca ses, toprak ve hava kirliliğinden mümkün olduğunca uzak olmalı. Yolları güvenli ve yürüyüşe elverişli nitelikte olmalı. Ve en az iki saat boyunca - bilimsel çalışmalara göre faydalarını özümseyebilmemiz için gereken asgari süre- doğaya “maruz kalmamıza” olanak tanımalı.
Orman banyosu yaparken tekno-sosyal unsurlar da dahil modern hayatın tüm uyarıcı etkenlerinden de uzak durmamız gerekiyor. Bu da, cep telefonumuzu en azından sessize alıp varlığını unutmamız ve kameramızı bir dahaki gezimize kadar evde bırakmamız anlamına geliyor.
Bu arada uzmanların, orman banyosu terapinizi uluslararası bir kuruluş olan Doğa ve Orman Terapileri Derneği (ANFT) üyesi terapistler rehberliğinde almanızı önerdiğini de hatırlatalım.

Orman banyosunun günümüzde bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış ve kaslarımızı rahatlatmaktan çok daha öte katkıları bulunuyor;
Bağışıklığımızı güçlendirir. Ağaçlar ve bitkiler, mikroplardan ve patojenlerden kendilerini korumak amacıyla havaya fitonsit denilen aromatik yağlar yayar. Bilimsel araştırmalara göre en az iki saat boyunca fitonsitleri solumak, beyaz kanda bulunan doğal öldürücü hücreleri (natural killer cells) ve perforin, granülizin ve A/B granzimler dahil anti-kanser proteinlerinin sayısını artırıyor. Orman banyosu uygulamasını iki gün süreyle ve düzenli şekilde yapmak ise bu bağışıklık hücrelerinin bir sonraki ayda dahi korunmasına destek oluyor.
Ruh halimizi iyileştirir. Yapılan birçok bilimsel çalışma, orman banyosunun kan basıncımızı ve strese bağlı kortizol ve adrenalin seviyelerini düşürerek kaygı, depresyon, öfke gibi negatif duyguları azalttığını ve bunun yerine canlılık ve şefkat hislerini artırdığını tespit etmiş. Öyle ki stres seviyesi ne kadar yüksekse orman banyosunun olumlu etkileri de o kadar büyük olmuş!
Bilinçli şekilde odaklanmamızı sağlar. Şehir hayatının stresli rutinleri bizi Yönlendirilmiş Dikkat Yorgunluğu’na (Directed Attention Fatigue) iterek zihnimizi tüketebiliyor. Orman banyosu ise beynimizin yorucu mekanik işlevlerine ara vererek doğanın renklerine, eylemlerine, ses ve kokularına konsantre olmamıza yardımcı oluyor. Bu da bizi, zihnimizdeki toksik, kısır döngüye dönen düşüncelerden uzaklaşarak hem anda kalmaya, hem de düşünce ve duygularımızı daha net ve sabırlı şekilde odaklamaya teşvik ediyor.
Ağrıyı azaltmaya ve iyileşme hızımıza katkıda bulunur. Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, doğa manzarası izlemek ve seslerini dinlemek kemik iliği biyopsisi kadar ağır bir operasyonda dahi ağrının azaltılmasına yardımcı olabiliyor. Ayrıca orman görüşlü odalarda kalan hastaların daha az komplikasyonla, daha hızlı iyileştikleri de gözlenmiş.
1982 yılında Japon Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Bakanlığı tarafından önerilerek Japonya’da bir yaşam tarzı olarak benimsenen bu eko-terapi türü, günümüzde tüm dünyada kabul görmüş durumda. Özellikle pandemi sonrasında uygulaması giderek artan Orman Banyosu gezilerini, dünyadaki birçok Spa & Wellbeing merkezinde orman terapistleri rehberliğinde deneyimlemeniz de mümkün. Hem böylece gezinizin sonunda sağlanan çay ritüelleri gibi sosyal imkanlar ile “Birleşme Eşiği”nden (“Threshold of Incorporation”) geçerek ormanın zamansız boyutundan günlük hayatın doğal akışına uyum sağlamanız da kolaylaşabilir. Bizden söylemesi!
NG Sapanca, Sakarya
“Sadece terapi değil, iyi yaşam şifresini paylaşma” misyonuyla Aliva Spa alanı kapsamında konuklarına spa hizmetleri sunan NG Sapanca, 2017 yılından bu yana uzman terapisti eşliğinde Sapanca Gölü manzarasında Sapanca ormanlarında meditasyon niteliğinde orman banyosu yürüyüşleri düzenliyor.

Six Senses Ninh Van Bay, Vietnam
GreenViet Biyoçeşitlilik Koruma Merkezi ile işbirliği sonucunda otelin yerleşik biyoloğu Le Quoc Thuong önderliğinde düzenlenen orman banyosu gezilerinde, dağ manzaraları eşliğinde tazeleyici bir terapinin keyfini çıkarmanın yanında, otelin de koruması altında bulunan nesli tehlike altında bulunan langurları gözlemleme fırsatı dahi yakalayabilirsiniz.

Okcs Retreat Iki Kairi, Japonya
Yemyeşil Iki Adası’nın doğal kaplıca sularının şifasıyla çok çeşitli spa bakımları sunan Iki Kairi, otelin doğa bilimcisi Hisashi Okubo rehberliğinde ateşböceği turları, astronomi dersleri gibi daha özgün orman terapilerini deneyimlemek isteyenler için ilginç bir tercih olabilir.
Armathwaite Hall Hotel & Spa, İngiltere
Dünya Mirası alanı Göller Bölgesi içinde yer alan Keswisk’te bulunan Armathwaite Hall’da muhteşem spa alanlarına ek olarak; uzman terapistler ile meditasyonla başlayan ve Bassenthwaite Gölü’nü manzarasına alarak devam eden orman banyosu terapinizi dilerseniz iki saatlik, dilerseniz iki gecelik programlar kapsamında deneyimlemeniz mümkün.
Doğa ananın kalbinde gerçekleşen bu kıymetli terapiyi öz bakımınızın bir parçası haline getirmenizi dileriz. Farklı bakım ve terapilerde yeniden bir araya gelmek üzere…
Suyun yatıştırıcı gücünün, doğanın dinginleştirici...
Devamını OkuHayatımız bir tuval gibidir; fırçanın her darbesi...
Devamını OkuBeden, zihin, ruh... Kendimizin sağlıklı, dengeli ve...
Devamını Oku